"Cemil bu konuşmalarında editöre edebiyat anlayışından, geçmişinden ve günlük hayatından söz ediyordu. Böyle zamanlarda cazip bir erkeğin, olgun bir yazarın ve muhalif bir entelektüelin hayaleti dolaşıyordu toplu konutlarda; sabahları büfeden gazetesini alıyor, yönetim binasına gidip aylık yakıt parasını yatırıyor, markette indirimli ürünleri takip ediyor, otuzikilik tuvalet kağıdı alıyordu, çünkü hayaletler ne yapıp edip insan olmaya çalışır ve altı rulo bedava."'Ama' diyor Nazlı, 'gidecek misin yoksa kalacak mısın bilmemek gençliğe özgü bir şey değil mi zaten! Ne istediğini yaşlılar bilir.''Ah' diyor Cemil, 'İşte bu hem çok korkutucu hem de çok güzel.' Kitaplara, kitaplığın rafına yerleştirilmiş müzik setine ve ince sırtları rengarenk müzik Cdlerine bakıyor sonra. İsteyip elde ettiği şeylere mi bakıyor yoksa oraya bakarak ne istediğini bilmeyi mi umuyor""'Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölürüz'(René Char)Böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir. Silaha gerek yok." "Bir Ankara Romanı" diyesim geldi neler hissettirdi diye düşünmeye başladığımda ilk olarak. Okuyan herkesin üzerinde hemfikir olduğu gibi yalın dilin, kısa cümlelerin yazarı Barış Bıçakçı. Bu bağlamda kaleme aldıklarının anlaşılabilitesi oldukça yüksek. Peki ya içerik? Cemil'in iç dünyasına yolculuğun kitabı olmuş denilebilir kısaca. Sayfaları çevirirken karakterin beyninin kıvrımlarında yolculuk ettiğinizi hissediyorsunuz. Günlük hayatın yeknesaklığında kendini ve hayatı sorgulayan adamın gölgesi gölgenize dokunup sizi ürpertiyor sıklıkla. Düzlüğün derinliği denilesi kitaba neden 4 yıldız verdim, hikayenin sonunu tamamlamak okuyucuya bırakıldığı için belkide. Bir de tez vakitte NEvşehir'de balon Turu yapmak istiyorum deyip bitireyim. :)
Do You like book Sinek Isırıklarının Müellifi (2011)?
Sayfa 94'te, okuduğum en güzel aşık olma belirtilerini barındıran kitap.
—astokes
